Beyazıt Sahaflar Çarşısı

İstanbul başkent olduğundan beri varlığını Beyazıt da sürdüren, şehrin en eski Sahaflar Çarşısı.
BEYAZIT SAHAFLAR ÇARŞISININ TARİHÇESİ

İstanbul sahafları, fetih sonrası, Pâyitahtın İstanbul’a taşınmasıyla kendilerine İstanbul’da yer bulmaya başlamışlardır. Her büyük başkentte olduğu gibi, İstanbulda da sahafların bulunduğu çarşılar ve mekanlar, şehrin ilmi ve kültürel değerlerini artırmıştır.

Bizans’tan intikal fil ahırı, 1460 yılında meslek ve sanat erbabı için yeniden imar edilmiş ve Kapalıçarşı olarak adlandırılmıştır. Sahaf esnafı da burada yerini almıştır. Burada her meslek grubuna bir sokak tahsis edilmiş ve o meslek erbabları ilgili sokağa yerleştirilmiştir. Kapalıçarşı içinde şimdiki halıcıların bulunduğu sokak, o dönemler Sahaflar Sokağı olarak varlığını sürdürmüştür.Evliya Çelebi Seyahatnamesinde İstanbul sahaflarından şu şekilde bahsetmektedir: “Esnaf-ı Sahhafan: Dükkan 50, nefarat 300. Bunlar ulema kıyafetinde ulema yardımcıları olmakla,kazasker alayında tahtırevanlar üzerinde geçerler. Dükkanlarında nice bin kitapları bulunur.”

1460 yılından 1894 yılında gerçekleşen İstanbul depremine kadar Kapalıçarşı içinde faaliyet göstermiş; depremden sonra çarşı, o zamanki adıyla Hakkaklar Çarşısı olarak bilinen bugünkü yerine taşınmış ve Sahaflar burada mesleğe devam etmişlerdir.

6 Ocak 1950’de Sahaflar, 1894 depreminden sonraki ikinci felaketleri olan büyük bir yangın yaşamışlardır. Yangın sonucunda 20 dükkan yanmış, nice basma ve yazma eserleri kül etmiştir. Dönemin Vali ve Belediye Başkanı Ord.Prof.Dr.Fahrettin Kerim Gökyay yangının çıktığı gece yarısı, yangın yerini inceledikten sonra mağdur esnafa modern bir çarşı yapılacağı sözünü vermiştir. Yangından zarar gören ve görmeyen tüm dükkanlar yıkılarak bölge kamulaştırılmış ve Sahaflık yapan esnaflar geçici olarak Beyazıt Camii avlusunda iskan edilmişlerdir.


devamını okumak için tıklayınız
ÇARŞI ESNAFIMIZ
Çarşı esnafımız için tıklayınız.
AHİLİK
AHİLİK YEMİNİ

“Mesleğini icra eden bir esnaf, sanatkâr, üretici ve ticaret erbabı olarak, Çalışmayı ibadet sayan bir anlayışla; Hakk’ın rızasını gözeterek, halka hizmet edeceğime,
Ahiliğin temel değerleri olan cömertlik, doğruluk, dürüstlük, hoşgörü, güven, sevgi, sabır, dostluk,fedakârlık, adalet, kanaatkârlık ilkelerine ve komşuluk hukukuna uyacağıma,
Elime, belime, dilime, gözüme sahip çıkıp, günahlardan sakınacağıma,
Ölçü ve tartıda doğruluktan sapmayacağıma,
“Müşteri velinimetimdir” düşüncesiyle onlara güler yüzlü davranacağıma,
Kaliteli mal üretip, hileli ve çürük mal satmayacağıma, yalan söylemeyeceğime, insanları kandırmayacağıma,
Hayatımın her döneminde kul hakkını gözetip, kimseye haksızlık yapmayacağıma,
Meslek eğitimi ve kurallarına bağlı kalacağıma,
Helâlinden kazanıp, haram lokma yemeyeceğime ve bir Ahi’de olması gerekli ahlâkî değerlere bağlı kalacağıma,
Namusum, şerefim ve bütün mukaddesatım adına and içerim.”

devamını okumak için tıklayınız